??????? Mevsim kı?, yo?un kar ya?ı?ının ardından, evin yeti?kin o?lu toprak damdaki kar yı?ınını kürümek için dama çıkıp, çalı?maya ba?lıyor.
?
??????? Gençli?in verdi?i cesaret ve pervasızlıktan olmalı; gencin üzerinde sadece bir gömlek, hava ise çok so?uk. Durumu farkeden gencin babası a?a?ıdan o?luna sesleniyor; "o?lum ü?üyüp hasta olacaksın, sırtına bir?eyler al." ?ocuk ise hiç oralı de?il, belli belirsiz bir ?ekilde; "bir?ey olmaz" dercesine kar kürümeyi sürdürüyor.
?
??????? Baba ise uyarılarının dikkate alınmadı?ını görünce içerden torununu getirtip, tam karın üzerine bırakmak üzereyken genç basıyor feryadı:
??????? - Yapma babaaa.. ?ocu?u hastalandıracaksın... Babanın cevabı malum; aklın ba?ına geldi de?il mi? O nasıl senin canın ise sen de benim canımsın.
?
??????? Babalar ile o?ullar arasındaki ili?kiler farklı farklı. Kimi baba-o?ulun ili?kisi arkada?lıktan öte dost gibidir. Kimilerinki ise duygular maskelenmi? gibi donuk ve so?uk bir ili?kidir. Açık ya da gizli. Elbette babalar o?ullarını, o?ullar babalarını çok severler, ergenlik dönemine girerken kendilerine model olarak babalarını seçerler. Ya birinden biri kaybolunca, ya?amını yitirince.. Baba da acı çeker, evlatta..
?
??????? Ama babanın, annenin acısı bir ba?kadır, yüreklerde açılmı? bir yaradır, zamanın gücü o yarayı kapatmaya yetmez. Bunun için derler ya; Allah kimseye evlat acısı göstermesin. ?ocuklar; anne-abanın ölümüne hazırlıklıdır da, anne-baba, çocuklarını kaybedeceklerini akıllarına dahi getirmezler.
?
??????? Bunun içindir ki; anne-baba için çocukların ani ölümü ebeveyni hazırlıksız yakalar, peri?an eder, acıların en büyü?üne sevkeder. Ben acıların her türlüsünü ya?adım. Hem anam ve babam ellerimin arasından uçup gitti, hem a?abeyim ve kızkarde?im genç ya?ta ecele yenik dü?tüler, hem de iki o?lum trafik kazasında ya?amlarını yitirdiler. Babam 71, anam ise 73 ya?ında hayata veda ettiler. İkisi de ölümlerinden önce hastalık dönemi geçirmi?lerdi ve doktorlar her?eye kar?ı hazırlıklı olmamızı söylüyorlardı.
?
??????? Babam son nefesini verirken ben a?zımla O'na serum vermeye çalı?ıyordum. Annemin son sözleri ise; "geliyorum Muharrem.." olmu?tu. Bu beklenen sondu. Elbette üzülmü?tük, acı çekmi?tik, kahrolmu?tuk ama kabullenmek zorunda oldu?umuzu da biliyorduk. A?abeyimin ve kızkarde?imin ölümünde de bir beklenti vardı. İkisi de yakalandıkları hastalı?ın pençesinden kurtulamamı?lardı.
?
??????? O?ullarımın ölümü ise bamba?kaydı. "?eytanımın aklına gelmez" derler ya. ?yle bir ?eydi. Gece ile gündüz, siyah ile beyaz, acı ile tatlı, sıcak ile so?uk gibi zıtlıklar benzeri; bir anda varlar yok oluyordu. Vurgun yemi? gibiydim. Her tarafıma kur?unlar saplanıyor, beynim u?ulduyor, olup bitene inanmakta zorlanıyor, denizin ortasında fırtınaya yakalanmı? bir sandal gibi dü?ünceler girdabında savrulup duruyordum. İki kazadan birinin üzerinden 28 yıl, ikincisinin üzerinden ise 2 yıl 9 ay geçti. Yıllar acıları hafifletmek bir yana, daha da alevlendiriyor, kor haline getiriyor.
?
??????? Bu acıyı sadece ben ya?amıyorum; o?ullarını genç ya?ta topra?a verme talihsizli?ine muhatap olan Yılmaz Ye?ilöz gibi, Mahmut Koçak gibi, Turgut Gezgen gibi, son olarak 13 ?ehidin anne babası gibi yüzlerce, binlerce anne baba ya?ıyor.
?
??????? Bunları bilen, gören, ya?ayan biri olarak diyorum ki; Berat Amca'nın i?i bundan sonra daha zor. Bir süre önce can dostu, hayat arkada?ı, sevgili e?ini kaybeden ?ereflikoçhisarlıların Berat Amca'sı, hayırsever Berat Cömerto?lu, henüz yüre?indeki o yangın küllenmeden bu kez de o?lu Rüstem Cömerto?lu'nun acısı ile tutu?up kahroluyor.
?
??????? O?lunun ya?ı ne olursa olsun Berat Amca bir baba ve elinden uçup giden O'nun o?lu. Ba?ta aile mensupları ve akrabaları olmak üzere sevenleri Berat Amca'yı teselli için ellerinden geleni yapacaklar, metin olmasını isteyecekler ama söylenenlerin hiç biri O'nun yüre?indeki yangını söndürmeye, evlat acısını dindirmeye yetmeyecek.
?
??????? 21 Temmuz 2011
Bu haber 689 defa okunmu?tur.