???????? ?ok partili hayata geçti?imiz zamandan buyana, iktidar koltu?unda oturanların, kendi dü?üncesinde olanları, kendi dost, akraba ve yakın çevrede görünenleri koruyup kolladı?ı bir gerçek.
?
???????? Bu kimi zaman; i?e alma, kimi zaman; makam ve mevki sahibi yapma, kimi zaman; mahrumiyet bölgelerindeki kendinden birilerini para?ütle her türlü imkana sahip bir bölgeye aktarma ?eklinde olur.
?
???????? Ne var ki; bu yapılırken dahi toplumun hassasiyetleri dikkate alınır, elden geldi?ince gizli tutulur, koruyup kollanan da bunu övüç vesilesi yapmaz, daha do?rusu yapamazdı.
?
???????? 1970'li yıllardaki MC hükümetleri ile birlikte, kamu görevlileri alenen politize olmaya ba?ladılar. 3 Partili koalisyonda, her parti elinde bulundu?u bakanlıkları, kurum ve kurulu?ları, kendilerinin karargahı gibi görmeye, göstermeye, bu yoldan tabanlarını geli?tirmeye özen gösterdiler.
?
???????? 12 Eylül'den sonra ANAP iktidarlarıyla birlikte, iktidardan yana siyaset yapanlar, üst yöneticilerinin ve hükümetteki parti temsilcilerinin destek ve ho?görüsüyle tabir caizse gemi iyice azıya aldılar. ?ortla askeri birlik denetleyen ba?bakanın partisinin ilçedeki temsilcisi, kendisini her görevin ve her görevlinin üzerinde gördü.
?
???????? Onlara sorulmadan, danı?ılmadan, onlardan izin alınmadan hiçbir i? yapılamaz, hizmet getirilemez gibi bir hava estirildi, buna; bilgi beceri ve liyakatına bakmaksızın, koruma - kollama yöntemiyle bir makama gelenler de çanak tutmaya ba?layınca devletin ciddiyeti de, vatanda?larına kar?ı tarafsızlı?ı ve e?itli?i de tartı?ılır oldu.
?
???????? Hiç unutmam; o dönemler ilçedeki bir üst düzey kamu görevlisi üzerinde etkinlik kuramayan, büyük ço?unlu?u haksız ve gayrıme?ru talepleri yerine getirilmeyen, iktidarın ilçedeki temsilcileri, Ankara'da parti binasına ça?ırdıkları İlçemizdeki görevlinin müdürlerine hemen orada tayin yazısını yazdırıp, 15 dakika içinde uygulamaya koyup, muhatabına tebli? ettirdiler.
?
???????? Sonuç; hiç bitmeyecekmi? gibi görünen o ?a?aalı dönemler sona erdi, ilelebet iktidarda kalacakmı? gibi görünen partinin bugün adı ve tabelası dahi kalmadı. Sırtlarını iktidar partisine dayayarak yerden alıp gökte savuranlar yok oldu, gitti. Bu örnekleri neden veriyorum? Demirel'in veciz; "dün dündür bugün de bugün" sözünün aksine dün ile bugünün bir farkı yok. Dün ne olduysa, katkat fazlası bazı nüans farklarıyla bugün de oluyor.
?
???????? Dün; benim i?çim benim köylüm benim memurum benim emeklim vardı. Benim esnafım, benim sanatkarım, benim tüccarım, benim sanayicim, benim beyin takımım vardı. Bugün ise toptan sahiplenme ve benim milletim, benim bürokratım, benim medyam, benim valim, benim kaymakamım... Var.
?
???????? Türkiye ve İlçemiz bir seçime daha gidiyor ve sandık ba?ı yolculu?u için çift haneli rakamlarla ifade edilen günler kaldı. Kavgasız-dövü?süz, huzur ve güven içinde hertürlü ?aibeden uzak bir seçim dönemi ya?anması herkesin ve herkesimin ortak dile?i. Bunu sa?lamakta hiç zor de?il.
?
???????? Yeter ki; "benim kaymakamım, benim valim, benim polisim, benim bürokratım, benim medyam!" sözlerindeki yanda?lık ça?rı?tıran anlam yerine; "bizim kaymakamımız, bizim valimiz, bizim polisimiz, bizim bürokratımız, bizim medyamız" diyebilece?imiz, yansızlı?ından tarafsızlı?ından, objektifli?inden zerrece endi?e duymayaca?ımız bir anlam geçerli kılınsın.
?
???????? Hiç kimse, hiç bir kamu görevlisi, hiç bir makam sahibi kendisinin ve çevresinin gelecekteki beklentileri için yetkisini yanlı kullanmasın. Bir adayın, bir milletvekilinin, bir bakanın pe?inde seçim çalı?malarına katılmasın, her partiye, her adaya e?it mesafede dursun.
?
???????? Seçim sonuçlarının ne olaca?ından daha önemlisi, seçim sürecinde kamu yöneticilerinin takınaca?ı tavır ve sergileyece?i davranı? biçimidir. Ve bu biçim; "ben! De?il, biz merkezli olmalıdır."
?
???????? 24 Mart 2011
Bu haber 573 defa okunmu?tur.