İç Anadolu’nun güzide ilçesi ?ereflikoçhisar’da geçti çocukluğum.? Yine kış mevsimi kapıda.? Yine ayaz, yine soğuk günler yakında.? ?ereflikoçhisar’ın kış günlerinin vazgeçilmez çerezini dile getirmek istedim.? Karadeniz Bölgesi gibi fındık, Akdeniz Bölgesi gibi muz yetişmez bizim diyarlarda. Bol bol sarı buğday yetişir.? Çerez olarak kavurga (gavurga) vardır.?? Eskiden tüm Anadolu’da olduğu gibi mısır patlatması, ay çekirdeği, kabak çekirdeği, çir denilen kayısı kurusu,? kak denilen elma kurusu, armut kurusu, üzüm kurusu bulunur bu diyarda.
Hafifi yanık kokusu olan çerez ?ereflikoçhisar kavurgası
Kavurganın sözlükteki anlamı: Türklere özgü, tahıldan yapılan geleneksel ve yöresel bir kuruyemiş türüdür. Benim bildiğim kavurga tarifi buğday sacda kavrulur öyle yapılır, hafif yanık kokusu olan buruş buruş bir çerezdir. Cipsin dünyaya gelmediği,? çocuklarla tanışmadığı günlerde büyüdük.
Annem, “Kavurganın tadı tohumların çeşitliliğine bağlıdır.? derdi. Kuru üzümle beraber harika bir tat bırakır ağızda. Hücre yenilenmesini sağlayarak, beyin sağlığını destekleyen zindelik ve enerjinin artmasına yardımcı olan çedeneyle ( keten tohumu)? birlikte çıtlatırdık.? Dışarıda kar yağarken biz soba başında kavurgayı çiğnerken kıtır? kıtır sesler çıkarıp eğlenirdik. Çocukluğumuzda avuç avuç kavurga yerdik. Cebimizde okula götürürdük. Bir odanın içinde olduğu zaman mis gibi kavurga kokusu sarardı her yeri. Yağlı kavurga vardı. Yağsız yapılan bana göre daha lezizdi. Çok susatırdı. Suları musluklardan içerdik.
Vücudu soğuktan koruyan her derde deva Kavurga
Sobalı evlerde büyüdük. Kara iklimi yaşanan yerlerde çok kullanılan bir atasözü vardır. “Önü kavurga kavurur, arkası harman savurur.? Kömür sobası ve gaz sobalarının zayıf yününü anlatan çok ama çok eski bir atasözüdür.? Sosyal durumları anlatır. Ön tarafı o kadar ısıtır ki yakar ki arka tarafı hiç ısınmaz donar.
Kavurga, şahman buğdayından biraz sert olabilir. En güzeli akbuğdaydan yapılır ve organik bir yiyecektir. Mısırdan da yapılır.? Fakat buğdayın bir kez tadına bakan “İlle de buğday kavurgası? der. Eskiden, ayıklanmış birkaç avuç buğday saca dökülür ve kavrulurdu. “Sacın altında ateş yanmayacak köz olacak.? derler yöremizde. Sac, yaşam koşulu olarak gerilerde kaldı. Teknoloji ile yaşamak zorunda olduğumuz bu günlerde elektrikli fırında ve dökme tavada yapabiliyoruz. ?
Kavrulmuş buğday tohumu bu kadar mı lezzetli olur? Dedirten, buğdayın önünde saygı ile eğiliyoruz.? Buğday, doğal varoluşun anası değil midir? Doğayla savaşan, var olma savaşı veren atalarımızdan armağandır kavurga. Her tükettiğimde kendimi eski çağlarda hissediyorum. Muhteşem besin doğal ve şifa kaynağıdır. Toprak kokulu ellerinden öptüğümüz annelerimiz, teyzelerimizin bizler için yaptığı çerez şahının faydaları saymakla bitmiyor.
Hazımsızlık problemi, mide hastalıkları olanlar için derde devadır.? Saçların köklerini kuvvetlendiren, öksürüğün kesilmesine yardımcı olan, nefes darlığı, solunum yolları hastalıkları için ve en önemlisi antiseptik özelliği sayesinde çok iyi bir mikrop öldürücü olduğunu biliyor muydunuz?
Buğdayın, kavurganın adını andığım anda toprak kokusu geliyor.?? Yüreğinde sancı olan bir türkü vardır ya:
“Akbuğdayım, buğdayım/ Sereyim gurudayım/ Kaç senelik yârimi/ Ben nasıl unudayım.? diye…
Kavurgayı, cumartesi günleri ?ereflikoçhisar Halk Pazarında bulabilirsiniz. Sindirim sistemine iyi gelen en sağlıklı çerezi avuç avuç tüketmeniz dileğiyle...
?? 5 Aralık 2019
Yönetici tarafından yazılan bu haber, 1299 defa okunmuştur.