*Çevre sakinlerinin ?doktor? olarak tanımladığı Rifat Çelik 50 yıl sıhhıyelik yaptı.

* Rifat Çelik amca bilgisayar gibi bir hafızaya sahip.

* Grip nedeniyle yatak istirahatı yapan Rifat Çelik, iki hafta öncesine kadar bahçede ağaçların bakımını yapıyor, odun kırıyordu.

İlçemiz Çayırönü (Cavlak) köyünde bir asırlık çınar yaşıyor.

Kendi ifadesine ve O?nu tanıyanların hesaplamasına göre 102 yaşında olan Rifat Çelik öylesine güçlü bir hafızaya sahip ki; geçmişteki tüm olayları yer ve isim olarak tüm detaylarıyla birlikte bugün gibi hatırlıyor.

3 Çocuk babası Rifat Amca?yı Pazar günü, 3. eşi Hacer Çelik ile 44 yıldır birlikte yaşadığı Çayırönü?ndeki evinde ziyaret ettik.

Bizi hasta yatağında kabul eden Rifat Amca grip olduğunu, iki haftadır yatakta istirahat ederek hastalığını atlatmaya çalıştığını, bu yüzden de 2 haftadır Cuma namazlarına gidemediğini söylüyor.
Köydeki komşuları da; ?Rifat Amca her gün hareket halindeydi, bahçeye çıkar, odun kırar, bahçenin ve ağaçların bakım ve dizaynıyla ilgilenirdi?, diye anlatıyor.

Rifat Amca 100?ün üzerindeki yaşına rağmen, böylesine dinç kalmasını ve zihninin açık olmasını doğal beslenmesine, devamlı olarak yürüyüp, açıkhavada çalışmasına borçlu olduğunu söylüyor.

ÇEVRE O?NU DOKTOR OLARAK TANIYOR
Rifat Çelik amcanın lakabı doktor.

Fadıllı?dan-Abalıya?ya, Aliuşağı?ndan-Kırımini?ye, Demircili?den-Davutlu?ya kadar tüm çevre sakinleri O?nu doktor olarak tanıyor, öyle hitap ediyor.

1942-1946 yılları arasında 4 yıl askerlik yaptığını ve bu sürenin 3 yılında askeri revirde sıhhıye eri olarak görev yaptığını ifade eden Rifat Amca, doktorun olmadığı dönemlerde çoğu zaman rahatsız olan askerlere ilaç tedavisi uyguladığını, üstesinden gelemediği rahatsızlıklar için de hastaneye sevk işlemi yaptığını söylüyor.

YARIM ASIR SIHHİYELİK YAPTI
Rifat Amca sağlık hizmetlerinin sınırlı olduğu, köylerle ilçe arasındaki ulaşımın güçlükle ve kağnı, at arabası, at ve eşekle yapıldığı dönemlerde yaklaşık 50 yıl Çayırönü?nde ve çevre köylerde sıhhıyelik yaptığını belirtiyor, pekçok hastanın şifa bulmasına vesile olduğunu, hayır dualarını aldığını söylüyor.

PARA ALMAZDIM
Sabah erkenden yola çıkıp akşamın geç saatlerine kadar yaya olarak tüm çevre köyleri dolaşan, hastalara iğne vurup şifa dağıtan Rifat Amca; ?iğne vurmanın karşılığında para almazdım, yalnız verdiğim ilaçların parasını alırdım. Bunun dışında hediye veren olurdu? diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:

İlçede eczaneden çeşitli hastalık ve rahatsızlıklar için toplu olarak veresiye ilaç alır, bunu ihtiyaç sahiplerine dağıtır, parasını topladıktan sonra Eczaneye ödeme yapardım.

Bazen de doktora gelen hastalar, reçetelerini yaptıracak paraları olmaz ise benim adımı vererek yazdırır, bilahare bana öderler, ben de eczaneye yatırırdım.

İ?NE VE İLAÇLARIN ADINI HATIRLIYOR
Rifat Amca sıhhıyelik yaptığı ve şifa dağıttığı dönemlerde hangi rahatsızlık için hangi iğne ve ilacı kullandığını dün gibi hatırlıyor ve bir çırpıda onlarca iğne ve ilacın adını sayıyor.

Rifat Amca, sıhhıyelik yaptığı ve sabahtan akşama kadar yaya olarak dolaştığı çevre köylerde iğne vurup, ilaç tedavisi önerdiği onlarca kişiyi de köy köy, isim isim hatırlıyor ve bunları sayarken, küçük anekdotlarla geçmişi yadediyor.

MUHTARLIK DA YAPTI
27 Mayıs ihtilalinin ardından köy muhtarlığına seçilen Rifat Amca o dönemle ilgili de şunları söylüyor:
Muhtarlığım döneminde köyün bir çok sorununun giderilmesi için çaba gösterdim, girişimlerde bulundum.

Kooperatif binasının yapımına, Peçenek deresi üzerine köye geçişi sağlayacak köprünün yapılmasına muhtarlık dönemimde başlandı, okulun onarımı ve bahçe duvarının yapımı gerçekleştirildi. Okul bahçesineAtatürk Büstü yaptırıldı.

Atatürk Büstünden bahsederken bir itirafta bulunan Rifat Amca şöyle diyor:
Ben heykel yapılmasını istemezdim. Büst yapılması için dilekçeyi öğretmen yazdı, ben de büstün ne olduğunu bilmeden dilekçeyi imzalayıp, mühürledim. Eğer bilseydim öyle bir dilekçe vermezdim. Büstün açılışı için düzenlenen törene Kaymakam, Garnizon Komutanı ile birlikte köyümüze çok sayıda davetli geldi.

?Büste neden karşıydın, sen Atatürk?ü sevmiyor musun?? Diye sorduğumuz Rifat Amca?nın gözleri parlıyor ve ?Atatürk?ü sevmez olurmuyum, ben O?na hayrandım. O ve arkadaşları vatanımızı kurtardı. Ama o zamanlarda heykeli put olarak düşünürdük? diye de düşüncesini tüm içtenliğiyle aktarıyor.

?İKAYET ÜZERİNE AYRILDIM
Kaç yıl muhtarlık yaptınız? Sorusuna Rifat Amca şu yanıtı veriyor:

3 yıl muhtarlık yaptım. O dönem bazı kişiler; ?sıhhıyelik yapıyor, sürekli çevre köyleri dolaşıyor, aradığımızda bulamıyoruz, köyün sorunlarıyla ilgilenmiyor? diyerek beni Kaymakamlığa şikayet etmişler. Kaymakam ifademi aldıktan sonra; ?git görevine devam et? dedi ama, köyde huzursuzluk çıkmasın diye, istifa edip ayrıldım.

MUSTAFA YÜCEL?İN NOTU:
1965-66 Eğitim Öğretim yılında Çayırönü köyünde bir sene vekil öğretmenlik yaptım. Rifat Amca o dönem köy muhtarıydı ve anlattıklarının çoğuna diğer öğretmen arkadaşla birlikte biz de tanıktık.
Kendisiyle görüşmeye gittiğimiz Rifat Amca bana hitaben; ?Sana kırgınım Hoca köyümüze bir daha gelmedin, oysa sık sık gelip gitmeli, ziyaret etmeliydin? diye sitemlerini iletti.

?Ben bir çok defa gerek taziye ziyaretleri, gerekse köyün etkinlikleri için gelip gittim? deyince de şu karşılığı verdi:

Ben öylesini demiyorum. 7?nci 8?inci aylarda gelip, bahçede piknik yapmalı, sebze meyve toplamalıydın.

Bunun üzerine Rifat Amca ile sözleştik. Eğer ölmez de sağ kalırsak önümüzdeki yaz bahçede piknik yapacağız. Böyle anlaştık ama vedalaşıp ayrılırken arkamızdan söylediği şu sözler duyuluyordu: Ben ölsem de sen muhakkak gel.





????????????????? 6 Kasım 2014

Yönetici tarafından yazılan bu haber, 825 defa okunmuştur.