Buzdolabının tamiri esnasında bir yandan da sohbet ederken Karabağ Bölgesinden olduğunu öğrendiğim muhatabımın, 1990’lı yıllarda yaşanılan acılı olaylardan anlattıkları içerisinde; karnında çocuk taşıyan genç bir bayanın, kendisine doğru koşan grup halindeki ermeni teröristlerinin şerefsizliklerine ve namusuna zarar vermelerine maruz kalmamak için, o sırada yakınında bulunan bir uçurumdan atlaması ve karnında taşıdığı yavrusuyla birlikte hayatına son vermesi, beni derinden etkilemişti!

55-60 yaş aralığında olduğunu tahmin ettiğim muhatabım, işgal altındaki toprakların kurtulması halinde Bakü’de yaşamaya devam edip etmeyeceği şeklindeki soruma, tereddütsüz şekilde cevap vermiş ve hiç düşünmeden gideceğini belirtmişti.

Ermeni teröristlerinin alçakça saldırıları sonucunda hayatlarını kaybeden tüm şehitlerimizi ve Azerbaycanlı kardeşlerimizi rahmetle anarken, hem Azerbaycan’daki milyonlarca kardeşimizin ve hem de ülkemizde yaşayanlar olarak bizlerin beklentilerinin gerçekleşeceğine ve Karabağ Bölgesinin terörden ve ermeni işgalinden tamamen arındırılacağına şeksiz ve şüphesiz bir şekilde olan inancımı belirtmek istiyorum.

Ve zaman zaman bazı yazılarımda işaret etmeye çalıştığım gibi, Türkiye merkezli bir huzur ortamının inşa edileceğine ve huzurlu günlere mutlaka kavuşulacağına olan inancımın altını çiziyorum!

Dayanağım, Cenab-ı Allah’ın rahmeti ve inayetiyle kökü asırlara uzanan huzurun teminatı olan güçlü ve disiplinli ordumuzdur ve varlığına kesin bir şekilde inandığım, kökü asırlara dayanan Milli Derin Devlet yapımızdır!

Ve son cümleyle, Karabağ konusunda ülkemizin müdahil olmaması yönünde açıklamalarda bulunanları ve havlayanları dikkate almadan, tüm imkanlarla Azerbaycan’ımızın yanında ve desteğinde olunmasından daha doğal bir şey yoktur vesselam!