“Berlin’de Hakimler Var!
Kral Friedrick güçlü bir kraldır. Avrupa saraylarının içinde en gaddar en acımasız komutan. Bir tepede gördüğü muhteşem manzaralı bir alanı saray yapmak için kendisine ister. Fakat orada bir değirmen vardır. Eski bir değirmen. Kralın askerleri hemen değirmenciye bu durumu bildirirler.
Değirmenci: Satılık değil, benim satılık malım yok! der. İnatçı ve aksidir. Askerleri kovalar. Kral yanına çağırır.
Kral Friedrick: Galiba askerlerim doğru aktaramamışlar. Ben bulunduğunuz alana saray yaptırmak istiyorum. Kaç paradır değeri!
Değirmenci: Ben değirmenimi satmıyorum. Burası bana babamdan hatıra, babama da dedemden hatıra. Bahçesinde ikisinin de mezarı var. Ben de öldüğümde oğluma bırakacağım.
Etraftaki askerler tedirgin bir şekilde değirmencinin kafayı yediğini düşünür. Korku dolu salonun içinde korkusuz tek kişi değirmenci olsa gerek. Kralı bu tavrıyla daha da sinirlendirmiştir.
Kral Friedrick: Delirdin mi sen! Sana vereceğim parayla onun gibi yüzlerce değirmen yaptırırsın!
Değirmenci: Siz de ülkenin her yerine yüzlerce saray yaptırabilirsiniz.
Kral Friedrick: Be adam senin karşında koskoca kral var! Bana karşımı geliyorsun! Öyle ise zorla alırım!
Değirmenci: Hayır alamazsınız!
Kral aldığı cevapla şaşkınlığını gizleyemez. Ne olduğunu anlamaya çalışırken Değirmenci devam eder: Alamazsınız çünkü Berlin’de hâkimler var! Hiçbir güç, hiçbir iktidar, kral bile olsa adaletin üstünde değildir!
Değirmencinin bu sözü Kralın hoşuna gitmiş. Bu sözle adalete ve hâkimlere olan güveni anlamış öyle ki Kral da olsa adalet var bu ülkede diye düşünüldüğünü görmek onu mutlu etmiş.
Sonuç; Saray ve değirmen yan yana. Kral ve değirmenci adaletle komşu olmuşlardır.”
Bu hikaye hukuk fakültelerinde anlatılırmış. Bunu bilmeyen hukukçu yokmuş. Bende duyduğumda çok beğenmiş geçtiğimiz yıl hikayenin bu kısmını köşemde “Salıver Hakim” başlıklı yazımın içinde paylaşmıştım.
Pek sevdiğim Şair- Yazar- Gazeteci- Araştırmacı- Tiyatrocu Sunay Akın anlatımıyla, nefesimi tutarak dinlediğim bu hikayenin devamı ise şöyle idi:
(Adaletin sorgulandığı bu günlerde duyanlara duymayanlara gelsin!)
“Bu hikayeden yıllar sonra, bir Osmanlı Heyeti diplomatik ilişkileri geliştirmek için bu topraklara gelirler. Heyetteki genç bir subay bildiği bu hikayeyi arkadaşlarına anlatır ve bu adalet sembolünü görmeyi önerir. Havanın soğuk olmasından yakınan (ama) aslında o akşamki eğlenceyi düşünen heyetten hiç kimse bu adalet simgesini gidip görmek zahmetine katlanmaz.
Tek kişi hariç!
O genç subay... Bu genç subay tek başına gider ve uzun uzun sarayı ve değirmeni seyreder...
İşte her zaman adaletin gücüne inanmış olan bu genç subay Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün ta kendisidir.”
“Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.” Mustafa Kemal ATATÜRK
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ölümünün 80’inci yılında sevgi, saygı, rahmet ve her geçen gün daha da artan bir özlemle anıyoruz.
Ruhun şad mekânın cennet olsun Atam!...
15 Kasım 2018
Yönetici tarafından yazılan bu haber, 579 defa okunmuştur.